Markete Giderken Bile Giyinmenin Gizli Psikolojisi

Paylaş

Kendine duyulan saygı, en çok kimsenin görmediği yerde başlar.

Market birkaç adım ötede. Alınacaklar basit: bir ekmek, belki bir şişe su. Beş dakikalık bir iş. Ama aynanın önüne geçiyoruz. Saçımızı düzeltiyoruz, o buruşuk tişört yerine daha iyi hissettiren bir kazak seçiyoruz, bir fıs parfüm sıkıyoruz. Neden? Kimse için değil; kendimiz için. Bu kısa yolculuk, alışverişten çok daha fazlası. Günün içinde kendimizi unutmadan var ettiğimiz bir durak. Ve evet, markete giderken bile giyinmenin arkasında güçlü bir psikoloji var. Bu, kendimize duyduğumuz saygının, hayata hazırlanma pratiğinin sade ama bilinçli bir ifadesi.

Enclothed Cognition: Giydiğimizin Bize Etkisi

Psikolojide bu davranışın adı var: enclothed cognition.
Kıyafetlerin, sadece dış görünüşümüzü değil; düşünme biçimimizi, duruşumuzu, özgüvenimizi etkilediğini kanıtlayan bir kavram. Giydiğimiz kıyafetle birlikte, içsel hâlimiz de dönüşür. Sevdiğimiz bir kazağı giydiğimizde omuzlarımız dikleşir, yürüyüşümüz değişir, kendimizle kurduğumuz bağ güçlenir. Bu bir gösteri değil, bir zihinsel pozisyon alış biçimidir. Bir kimliktir. Ve bu kimlik en çok, “önemsiz” gibi görünen yerlerde ortaya çıkar.

Market yolu, günlük hayatta çoğu zaman “giyinmeye değmez” dediğimiz anlardan biridir. Oysa tam tersidir. Önemli olan, ne kadar görüldüğümüz değil, kendimizi ne kadar gördüğümüzdür. İşte o kısa hazırlık süresi, insanın kendine duyduğu saygının bir yansımasıdır. Kendine özen göstermek, sadece önemli günlerde değil; sıradan günleri de önemsemekle başlar.

Gösteri Değil Duruş

O kazak, o parfüm, o aynaya son bir bakış… Bunların hiçbiri gösteriş için değildir. Bunlar, kişinin kendi iç sesine kulak vermesidir. “Bugün de kendimi ihmal etmeyeceğim” demektir. Gidilen yerin önemi yoktur. Dışarıdan bakıldığında basit bir çıkış olabilir. Ama içeriden bakıldığında bir öz disiplin, bir farkındalık anıdır.

Markete giderken giyinmek, kendinle yapılan küçük ama kararlı bir anlaşmadır. Bir duruş sergilemektir. Hayatın ağırlığına karşı, “Ben buradayım” diyebilmektir. Üstelik bunu sessizce, kimseye göstermeden yapabilmektir.

Hayatın İçinde Küçük Bir Duruş Alanı

İnsan bazen sadece evin içinde değil, kendi içinde dağılır. O yüzden saçını düzeltmek, kıyafetini değiştirmek, aynaya bakmak… Bunlar sadece dışa dönük hazırlıklar değil; içe dönük toparlanmalardır. Dışarı çıkarken üzerimize aldığımız şey, yalnızca bir kıyafet değil, bir tür zihinsel toparlanmadır.

Bu yüzden markete çıkmak, sadece ihtiyaçları tamamlamak değil; kendini toparlayıp hayatın içine adım atmaktır. Kısa bir yolculuk gibi görünse de, bazen insanın kendine dönüş yoludur.

Kendine Verdiğin Söz

O an giydiğin eşofman da olabilir, sade bir gömlek de. Önemli olan onun seni taşımasıdır. Kendi eşofmanın, kendi gömleğin. Ruhunla çatışmayan, seni sıkıştırmayan, sana seni hatırlatan bir parça. Bu seçimin ardında gizli bir cümle vardır: “Ben, kendimi önemseyen biriyim.” Bu cümle duyulmaz, ama hissedilir.


Aynaya son bir kez bakıp “hazırım” dediğin an, sadece markete değil; kendine verdiğin sözün arkasında durmaya da hazır olursun.

Her Günün İçine Yerleşen Saygı

Bu ritüel sadece marketle sınırlı değil. Her dışarı çıkış bir eşiktir. Günlük hayatın içinde ne kadar farkındalıkla hareket ettiğini gösteren küçük ama güçlü bir işarettir. Hayat, büyük anlardan değil, bu küçük tercihlerden örülür.


Kendine değer vermek, başkalarına ne gösterdiğinle değil; neyi ihmal etmediğinle ilgilidir.

Bir sonraki çıkışta, parfümünü sıktığında, sevdiğin kazağı giydiğinde, aynaya bakıp gülümsediğinde… Bunları “boşuna” yapmıyorsun. O beş dakikalık yol, içsel bütünlüğünü korumak için attığın küçük ama kararlı bir adımdır.

Hayatın Ritmi, Senin Duruşun

Evlerdeki uyumsuz eşyalar gibi, insan da kendine özen göstermediğinde gürültü yaratır. Sessiz ama yorucu bir gürültü.


Markete giderken giyinmek, bu gürültüyü susturma biçimidir. Kendine, “Ben varım, ben buradayım ve kendime değer veriyorum” deme biçimidir.


Bu yüzden her adım, her seçim, bir hikâyedir. Market yolu bir metafor değil; gerçekten hayata nasıl yürüdüğünü gösteren sade bir sahnedir.

Kapıyı açmadan önce kendine döndüğün o birkaç saniye, işte hayatı ciddiye almanın ta kendisidir.

Bir Yanıt Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aynı Gün Kargo

Hafta içi 16:00'a kadar

14 Gün Kolay İade

14 gün para iade garantisi

Ürün Garantisi

Tüm ürünlerde ürün garantisi

% 100 Güvenli Ödeme

MasterCard / Visa / İyzico